Kardeş iki Peygamberden biri Hz Harun

İlâhi Peygamberlerin tarihini incelediğimizde her birinin kendine has özellikleri olduğunu görüyoruz. Örnek olarak, Harun Peygamber lisanı fasih iyi bir hatipti.

Hz Musa Allah’tan Harun ile birlikte İlâhi dini tebliğ için kendisine yardım etme fırsatı vermesini istedi.

Allah Teala Hz Musa’ya kardeşi Harun’u (a.s) ihsan etmiş ve onu Peygamber olarak görevlendirmişti. Harun (a.s), ilâhi bir peygamber ve Musa’nın (a.s) kardeşi idi. Babası İmran, annesi Yukabe’dir. Harun Musa’dan büyüktü ama kardeşinden sonra peygamberliğe tayin edildi.

Harun’un adı A’raf, Nisâ, En’am, Yunus, Tâhâ, Enbiya, Furkan, Şuara, Kasas ve Saffat gibi birçok surede  defalarca geçmektedir.

Harun’un peygamberliğine Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar inanmakta olup İslam Peygamberi ’den (sav) gelen bir rivayete göre, peygamberler nesli Harun’dan devam etmiştir. İlyas Peygamber (a.s) onun torunlarından kabul edilmektedir.

Musa, Allah tarafından Peygamberlik mertebesine erişip firavunu Allah’a ibadete davet etmekle görevlendirildiğinde, hatip ve ikna kabiliyetine sahip olduğu için Allah’tan Harun’u yanına almasına izin vermesini istedi.  

Harun, kardeşinin her yerde yanında olmuş ve onun peygamberlik görevini yerine getirmesine yardımcı olmak için onunla işbirliği yapmıştır. Bu arkadaşlık ve işbirliği sayesinde Allah Harun’u bir peygamber konumuna yükseltmiştir. Bu makam Musa’ya (a.s) Allah’tan bir rahmet ve mağfirettir. Çünkü tebliğde ilerleme sağlamasına yardımcı oldu.

İslam Peygamber’inin bir hadisinde “Ey Ali, bana nisbetle sen, Musa’ya nisbetle Harun derecesinde olmaya razı olmaz mısın” dediği rivayet edilir.

Beni İsrail buzağıya tapmaya başladığında Harun Musa’nın halefi idi. Tüm çabalarına rağmen Beni İsrail'in buzağıya tapmasına engel olamadı. Musa dönene kadar birkaç kişi dışında hepsi Harun’a karşı çıktı.

Tarihçilere göre Harun, 123 ile 133 yaşları arasında Musa’dan üç yıl önce vefat etmiştir. Bir rivayete göre Musa Harun’u Allah’ın emriyle Sina Dağı’na (Mısır diyarına) götürmüş ve orada bir taş parçası üzerinde uyuyarak vefat etmiştir.

Ürdün’ün batısında Hor Dağı’nın tepesinde Harun’un kabri olduğu söylenir. Bu dağ aynı zamanda Petra yakınlarındaki Cebel Harun olarak da bilinir. Ayrıca Ürdün’deki Katrin el Seyyahiye köyünde küçük bir tepe üzerindeki mezarın da ona ait olduğu söylenir.