Müşrikler hangi ahidlerini bozdular?

Müslümanların kırmızı çizgilerinden biri insanın sözünde durmaması ve anlaşmayı bozmasıdır. Kur’an’ın müminlere yönelik talimatlarından biri sözlerinde durmalarıdır. Aynı halde müşriklerin yaptıkları anlaşmaları bozmaları karşısında sert kurallar getirilmiştir.

Tahran Üniversitesi Kur’an ve Itret okulu öğretim üyesi Hani Çitçiyan Tevbe suresi üzerinde düşünme dersler dizisinin 35. Dersinde’ İslam toplumunun birliğini artırma ve koruma stratejileri’  konusunda açıklamalarda bulundu. Özet metin şöyledir:

Burada şu soru akla gelir. Peygamber döneminde müşrikler hangi ahdi bozmuşlardır? Cevabı ise ulusal güvenliğe karşı hareket etmemeleri gerektiği idi ki görünüşe göre birkaç eylem ve saldırı gerçekleştirdiler. Cahiliye dönemindeki gibi tavaf yapmamaları gerekirken aynı usülle tavaflarını gerçekleştirerek ahidlerini bozdular.

Müslümanlar ilk olarak takvalı ve ahidlerinde durmalı, ikinci olarak müşriklere karşı ciddî davranıp aynı zamanda şirke karşı mücadele etmeli. Müşrik insanlarla  mücadele değil, aksine şirk ile mücadeledir. Bunu temel alarak buna göre hareket etmeliyiz.

İslam Peygamber’inin müminler grubunun desteği olmadan tek başına müşrikleriklerden beraet ilan etmesi mümkün değildir. Surenin en önemli mesajı, toplumun bir kişi tarafından oluşturulamayacağıdır. Beraet bir slogan olmayıp hayata geçirilmelidir. Bir kimse beraetini ilan edip kendisi haksızlık yaparsa, ondan hiçbir farkı yoktur. Çünkü oda yaptığı haksızlığa göre kendisi de dini inkar edendir.

Bir kimsenin namaz kılması mümkün olup dini de inkar edebilir. Şu ayetlere teveccüh ediniz: Maûn suresi 1-4. Ayetleri:” Gördün mü dini yalan sayanı?  İşte odur yetimi itip kakan; Ve yoksula yedirmeyi özendirmeyen! Vay haline o namaz kılanların ki,” Birçok karmaşıklık ve zorluğun olduğu bir toplumda yaşıyoruz.

Müşriklerden herhangi bir kimse Allah’ın kelamını işitmek istiyorsa, konuyu tam olarak işitebilmesi için emniyetinin sağlanması gerekir; duyduktan  sonra kabul eder veya etmez. Tevbe suresi 7. Ayeti:  “ Müşriklerin Allah’ın yanında, peygamberinin yanında geçerli ahdi nasıl olabilir? Ancak Mescid-i Harâm yanında kendileriyle antlaşma yaptıklarınız müstesnadır. Onlar size verdikleri söze sadık kaldıkları sürece siz de onlara verdiğiniz sözde durun. Şüphesiz Allah günahtan sakınanları sever.”

Burada tekrar ahdini yerine getirme konusunun altı çizilmektedir. Mümin ahdine sadık ve koruyucusu olmalıdır. Müminleri zayıf düşüren sebeplerden biri de müşriklerin yalakalık ve yağcılık yapmalarıdır. Ayet-i kerimede diyor ki, onların dil dökmeleri karşısında ahidlerini bozmalarını niye kabul ediyorsunuz?

4111249