IQNA

Kur’an okulu; Tevbe suresi hakkında /32

Peygamber Efendimiz’in yumuşak kalpliliği ve amelde ciddiliği

10:44 - May 06, 2023
Haber kodu: 3480184
Yumuşak kalplilik ve ciddiyet bir toplum liderinin sahip olması gereken nitelikler arasında yer alır. Kur’an Peygamber Efendimiz’e hitap ederken bu iki özelliği çok güzel bir şekilde aktarır.

Tahran Üniversitesi Kur’an ve Itret Okulu öğretim üyesi Hani Çitçiyan Tevbe suresi üzerine düşünme toplantılar zincirinin 32. dersinde şu açıklamalarda bulundu:

İslam Peygamber’inin yumuşak kalpli olduğu Kur’an-ı Kerim ayetlerinde bildirilmiş olup açıkça sert ve katı yüreklli olursa insanların etrafından mutlaka dağılacaklarından bahseder. “Size gelince, bakın siz onları seviyorsunuz, ama onlar sizi sevmiyorlar. Siz kitabın tamamına inanıyorsunuz; onlar sizinle karşılaştıkları zaman “inandık” diyorlar; yalnız kaldıklarında ise size karşı öfkelerinden parmaklarını ısırıyorlar. De ki: “Öfkenizden çatlayın!” Şüphesiz Allah kalplerde olanı bilmektedir” (Al-i İmrân:119) diğer yandan Tahrîm suresinin 9. ayetini okuyoruz: “Ey peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir ve bu ne kötü bir sondur!”

Bu ayet İslam Peygamber’inin (s.a.v) sevgi ve muhabbetinin startejik ve önemli bir mesele olarak teveccüh edilmesi gerektiğini gösterir.  Bu ayet yumuşak kalpli olan İslam Peygamber’ine sert olmasını emretmiştir. İki ayet de gösteriyor ki İslam Peygamber’inin sertliği kalbinde değil davranışlarındadır. Bu iki özelliği bir araya getiremeyen kişi, zalimlere ve tağutlara karşı mücadelede lider olamaz. Bu ayette nübüvvet makamı olup müminlerin liderliği değil Peygamberlik liderliğini kastediyorum.

Tevbe Suresi’nde bazı ayetler de Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) hitap etmektedir. Birincisi, 6. Ayettir: “Ve eğer müşriklerden biri senden korunma isterse, Allah’ın sözünü duymasına fırsat vermek için onu koruma altına al; sonra onu kendi güvenlik bölgesine ulaştır. Bu uygulama, onların bilmeyen bir topluluk olmalarından dolayıdır.” İslam Peygamber’i (s.a.v), kâfirlerin Allah'ın sözünü işitecekleri şartları oluşturmakla görevlidir.”

Tevbe suresi 42. Ayeti: “Kolay elde edilecek bir kazanç ve kısa bir yolculuk olsaydı mutlaka peşinden gelirlerdi; fakat o meşakkatli yol onlara uzun geldi. Bir de kalkıp, “Gücümüz olsaydı inanın ki sizinle beraber sefere çıkardık” diye Allah’ın adına yemin edecek, böylece kendilerini helâke sürükleyecekler. Oysa Allah onların yalan söylediklerini elbette biliyor.” Bu ayette İslam Peygamber’ine hitap edilmekle birlikte ona emir verilmemektedir.

Tevbe suresinin bir sonraki ayeti 51. Ayettir: “De ki: “Allah bize ne yazmışsa başımıza ancak o gelir, O bizim mevlâmızdır.” Müminler yalnız Allah’a güvenip dayansınlar.”  Sizin bizim hakkımızda beklediğiniz, her hâlükârda iki güzellikten biridir; yani ya Allah yolunda şehid olur, çok yüce bir mertebeye erişiriz, ya da savaşın sonunda sağ kalmışsak zafer sevincini yaşarız. 

Tevbe suresi 65. Ayeti: “Onlara soracak olsan mutlaka, “Biz lafa dalıyor eğleniyorduk, hepsi bu!” derler. De ki: “Siz Allah ile, O’nun âyetleriyle ve peygamberiyle mi eğleniyordunuz?”

Tevbe suresi 80. Ayeti: “Onların bağışlanması için Allah’a ister dua et ister etme; onların affedilmesi için yetmiş kere de dua etsen Allah onları bağışlamayacaktır. Çünkü onlar Allah ve resulünü inkâr etmişlerdir. Allah günaha batmış kimseleri doğru yola iletmez.”

Hz. Peygamber münafıkların bağışlanması için yetmiş defa yalvarsa da Allah’ın onları bağışlamayacağının bildirilmesi değişik biçimlerde yorumlanmıştır. Hâkim kanaate göre belirtilen sayı çokluktan kinaye olup bununla, Resûlullah ne kadar dua ederse etsin, artık ayette işaret edilen münafıklar için bağışlanma ümidi taşımaması istenmektedir. İslam peygamber’ine hitap etmesine rağmen Kâfirler içindir. Allah’ın onlara çok kızdığını ve onlarla konuşmak istemediğini gösterir.

Tevbe suresi 84. Ayeti:  Ve onların arasından ölen hiç kimsenin namazını kılma, mezarı başında da durma! Çünkü onlar Allah ve resulünü inkâr ettiler ve yoldan sapmış olarak öldüler.

4107903

captcha